Testere ile Kana Devam...

Gönderen CineMarine on 16:07

Testere 1, 2004'te vizyona girdiğinde, tüm eleştirmenlerden büyük beğeni toplamış ve yılın ''Bağımsız Sinema Olayı'' ilan edilmişti. Ayrıca düşük bütçesini kat kat katlayan gişe başarısıyla da yapımcısının yüzünü güldürmüştü. Bu başarıyı haketmişti de, çünkü James Wan gerçekten kaliteli bir film çekmişti. Film kan vaad etmiyordu, film için kan amaç değil, araçtı. Gerilimli sahneleri, muhteşem müziği ve mükemmel finaliyle ağızlarda mükemmel bir tat bırakıyordu.

Bir yıl sonra gelen devam filminde yönetmen değişmişti değişmesine, ancak bu serinin yararına olmuştu. Film daha fazla hareket kazanmış, aynı zamanda gerici tonu artmıştı. Bütçenin de artmasıyla, filmin işkence sahneleri çok daha kaliteli olmuş ve izleyenlerin midesini bulandırmaya yetmişti. Bu filmde yapımcılarının yüzünü güldürmüş ve ilk filmin hasılatını iki katına çıkarmıştı.

Aynı yönetmenle üçüncü film çekildiğinde, yine bir umutla bekledik. Üçüncü film güzeldi güzel olmasına, ancak ilk iki filmin tadını veremiyordu. Ancak yinede bir üçleme için mükemmel bir finaldi ve ilk iki filmin gişedeki istikrarını korumuştu.

Tam her şey bitti, Jigsaw öldü derken;

Testere 4 çıkageldi...



Yönetmen aynıydı ve yine üstüne düşeni yapıyordu, ancak bu sefer bir filmin en önemli şeyi eksikti:Senaryo. Yeni ve genç bir senaryo ekibi getirilmiş ve bunlar da gerilim yerine vahşeti ön plana çıkarmıştı. İlk 3 filmde yalnızca bir araç olan kan ve vahşet, bu film ile birlikte bir amaç olmaya ve ardından tamamiyle filmin konusunu kapsamaya başlamıştı. Daha açılış sahnesindeki iğrenç otopsi sahnesi, herkesin midesini bulandırmış ve çoğu genç bayanı kusturmuştu.İlk filmdeki kanlı ayak kesme sahnesi ya da ikinci filmdeki deri kesme sahnesi ne kadar gerekliyse, bu otopsi sahnesi o kadar gereksiz bir sahneydi. Yönetmen ve senaristler, doktorların otopsiye başladıklarını gösterdikten sonra sahneyi atlayabilir ve midedeki kasedi gösterebilirlerdi. Ancak amaç tamamiyle kan ve vahşet olduğundan dolayı böyle bir düşünce imkansızdı tabii! Filmin klostrofobik tarzı, hiç tanınmamış karakterlerin analizini dahi yapmadan öyküye dahil etmesi ve yalnızca kanlı sahneleriyle Testere 4, ilk üçlemeye yakışmayan bir filmdi ve resmen kabak tadı vermişti. Ancak buna da şükür, çünkü ikinci üçleme'nin en iyi bölümü diyebiliriz bu film için. Aynı zamanda gişede beklediğini bulamamış ve ikinci filmden daha düşük bir hasılat elde etmişti.

Yapımcılar artık yönetmenin iyi gişe getirmediğini fark etmiş olacak ki, hemen çok daha yetenekli olan (!) ve yalnızca basit reklam filmleri çekmiş David Hackl'ı yönetmen koltuğuna oturtular.Senarist ekibi ise neredeyse tamamen değişmişti.Hemen ardından Testere 5 çekildi ve Hallowen'da vizyona girdi.(Dikkatinizi çekerim, ilk üç film izleyici için bu tarz basit numaralara düşmezken, diğer üçleme her filminde Hallowen'ı kullanıyor ve filmlerini Hallowen'da vizyona giriyordu.) Bu filmde aklımızda neler kaldığına bir bakalım... Düşünelim, düşünelim... Aklıma gelen tek şey, final sahnesi. O sahne de ahım şahım olduğundan değil, filmde elle tutulabilir tek sahne olduğundan dolayı.Daha fazla kan, daha fazla et, daha fazla acı ve izleyiciler için daha fazla mide bulantısı... Ayrıca bu film, 4. filmden çok daha az bir izleyici kitlesi tarafından izlendi.

Şimdi de Testere 6 vizyonda... Yeni yönetmenin bilinen tek bir çalışması yok. Senaryo olmadığı her halinden belli. Amerika'daki izlenme oranı belli. Bu filme hala gitmeyi düşünen varsa, onu tebrik ediyorum.

Not: İlk üç filmin fragmanları birbirinden farklı ve 2 dakikalık fragmanlarken, 4-5-6'nın fragmanları 45-50 saniye ve her birinde ya evin içinde, ya odanın ya da bir perdenin içinde birkaç görüntü görüyoruz. Ayrıca, son üçlemenin poster yazıları da hep aynı... ''EFSANE GERİ DÖNÜYOR, OYUN DAHA YENİ BAŞLIYOR...'', ''EFSANE, YENİDEN'', ''YENİ TESTERE EFSANESİ.'' İlginç bir ayrıntı...