Arşivcilik ve Sinema

Gönderen CineMarine on 16:00

Yıllardır film izlenir tüm Dünya'da... Bu yıllar içinde, hangi filmler çıkmadı ki? Yıldız Savaşları, Yüzüklerin Efendisi, Uzay Yolu, Blade Runner, Matrix vs.vs... Her birini milyonlar izledi ve bu efsanelere aşık oldu. Tüm Dünya'da fenomene dönüştüler. Ancak artık bunları sinemada izlemek yeterli gelmiyordu.



Efsane filmleri, kült filmleri, korku filmlerini ve bilimkurgu filmlerini sevenler, sinemada izleyip hayran kaldıkları filmleri tekrar tekrar izlemek istediler. Yapımcı firmalar, filmlerin eve taşınmasını istiyordu. 1960'lı yıllarda, bu ülkemiz için imkansız bir hayal olarak görülüyordu. Ancak 1970 ve özellikle 80'lerde, Betamax Video ile imkansız başarılmıştı. Zamanla herkes, evlerine bu aygıtı almaya ve kasetlerini toplamaya başlamışlardı. Film izlemeyi ve kasetleri toplamayı seven herkes, birbirine kasetlerini göstererek eğleniyordu.
Dijital Televizyonların çıkması ile Betamax'ın yerini VHS aldı. VHS çok daha netti ve her açıdan Betamax'tan üstündü. İşte tam bu yıllarda, arşivcilik yavaş yavaş başlamış ve kıskanmalar başlamıştı. VHS alamayanlar, Betamax ile yetiniyor, ancak hep VHS'yi özeniyordu. VHS'yi alanlar ise, daha karizmatik kutuları olan VHS filmlerini topluyor, Betamax'ları sırf hava ve kişisel tatmin için yakınlarına dağıtıyorlardı.



Birkaç yıl sonra, yeni bir format çıktı, Digital Versatile Disc, yani bilinen ismiyle DVD. Bu format ile arşivcilik büyük bir miktarda oturmuş ve herkes eski Betamax ve VHS'lerine kıyamadıklarından atmıyorlardı. Ancak çok önemli bir şeyi o zamanlar bilmiyorlardı:O formatlar ileride çok önem kazanacaktı. DVD ucuz fiyatı ve yüksek görüntü kalitesi ile hemen gönüllerde taht kurdu ve herkes kısa sürede DVD formata geçti. Herkes birbirine DVD hediye etmeye başladı. Artık arşivcilik tamamiyle oturmuştu ancak bu sefer de, korsanın çıkmasıyla sinema eski önemini büyük ölçüde kaybetmişti.



Birkaç yıl önce, Amerika'da çok önemli bir format ortaya çıkmıştı:Blue Ray. Amerika'daki birçok kişi anında Blue Ray'e geçmişti bile. Çoğu şey gibi, bu da ülkemize geç gelmişti ve Blue Ray, şu anda yeni yeni önem kazanmış durumda. Blue Ray ülkemizde büyük öneme sahip olmayabilir, ancak her ne kadar istemesemde, önem kazanmasını bu formatın korsanı çıkmadan sağlayamacayağımız aşikar. Ancak, arşivcilik şu anda ülkemizde tamamiyle oturmuş durumda ve Dünya ülkelerini yakalamış olmamızın da oldukça önemli olduğunu unutmamak gerek...


DİPNOT: VCD'ye değinmemiş olmamın birkaç sebebi var. Birincisi, VHS'den görüntü olarak pek bir farkının olmaması, ikincisi ise, kısa sürede DVD'ye geçilmiş olması...