Bağımsız Sinema

Gönderen CineMarine on 12:49

“Bağımsız Sinema” kavramı, ortaya çıkageldiğinden beri değişik tanımlarla anıldı. Tabiri yerindeyse her kafadan bir ses çıktı. Hollywood karşıtlığından doğmuştur, politik olmalıdır, az bütçeyle çekilmelidir…vs. gibi bir çok misyon ve vizyon yüklenmeye çalışıldı.

Elimden geldiğince bağımsız sinema üzerine film seyrettim, bu konu hakkında yaklaşık 7 kitap okudum, büyük bağımsız sinema örneklerini, Darren Aronofsky, Bahman Ghobadi gibi yönetmenlerin filmlerini izledim. Arkada kalmış olan bağımsız filmlere de elimden geldiğince göz atmaya çalıştım. ''Her kısa film, kendi ayakları üzerinde durduğu için, her biri bağımsız sinema örneğidir.'' mantığıyla birçok kısa film izledim. Ve Bağımsız sinema hakkında 3 parçalık bir derleme oluşturmaya karar verdim. Bu 3 parçanın ilki olan bu yazıda, bağımsız sinema'nın tarifini yapmaya çalışacağım ve bazı örnekler vereceğim. Diğerlerinde ise, bağımsız sinema örneklerinden ve bu türün önderlerinden bahsetmeye çalışacağım.

Bağımsız Sinema hakkında hiçbir şey bilmeyen birisiydim. Gördüğüm filmlerin bağımsız olup olmadığını rahatlıkla anlayabiliyordum, ancak ne bu türün önemini biliyordum, ne de tam olarak kavramını. Bu kadar araştırmadan ve bu kadar izlenen filmden sonra, bağımsız sinema hakkında bazı net çıkarımlara ulaştım.

Bana göre en temel tanımıyla “Bağımsız Sinema”, yönetmen, senarist veya oyuncuların; yapımcı şirket ve/veya herhangi bir dış etkenin yaptırımlarına maruz kalmadığı, ekonomik açıdan var olan dünya sinema endüstri çarkının dışında kalabilmeyi başarmış, içerik ve bütçe açısından bağımsız olan filmleri genelleyen bir kavramdır.

Dilerseniz, kafanız karışmasın diye konuyu birkaç örnekle açıklayayım:

Zamani Barayé Masti Asbha (Sarhoş Atlar Zamanı)

Bahman Ghobadi, Sarhoş Atlar Zamanı filminin çekimleri sırasında yapımcısının vaad ettiği parayı yatırmaması sonucu filmi tamamlamakta zorlanır. Yarı yolda bırakılan yönetmen bazı eşyalarını satmak köydeki herkesten borç istemek zorunda kalır ve filmi ancak bu şekilde bitirir.



Clerks(Tezgahtarlar

Kevin Smith, Clerks filmini çekebilmek için çok sevdiği “Spider Man” koleksiyonunu satar, kendi adına 10 tane kredi kartı çıkartır ve çalıştığı yerde aldığı maaşları biriktirir. 27,500$’lık bütçeyle çekilen filmin mekanı olarak ise Kevin Smith’in çalıştığı yer olan Quick Stop kullanılır. Patronunun ancak geceleri çekim yapmaya izin vermesinden ötürü, gece-gündüz anlaşılmasın diye film siyah-beyaz formatta çekilir.



Bu kadar borç altına girerek çekilen “Clerks” Kevin Smith’i hayal kırıklığına uğratmamış, mütevazi bir hayran kitlesi oluşturmuştu. Hatta filmden elde ettiği gelirle “Spider Man” koleksiyonunu bile geri almış, ama yine de şunu söylemeden edememişti: “Aslında bu şekilde film çekmek bizim çok da önerdiğimiz bir yöntem değildir. Eğer filminiz başarıya ulaşmazsa, hayatınızın geri kalanı boyunca kendinizi ciddi bir borç altına sokabilirsiniz. Fakat diğer yandan biz “kendi filmimizi” çekebilmek için buna göz yumduk. Siz de senaryonuzun aynı şekilde su geçirmez olduğundan emin olmalısınız ”

Pi

Yönetmen Darren Aronofsky, filmin çekimlerine başladıktan sonra filmi bitirmek için yeterli miktarda bütçelerinin olmadığını farkeder. Daha sonra ortak yapımcısı Scott Franklin ona ilginç bir öneride bulunur: “Tanıdığı herkesten 100$ istemek” Aronofsky’nin aklına yatan bu fikir kısa zamanda meyvesini verir ve filmi tamamalamak için gerekli olan 60,000$ toplanır ve Pi’nin çekimleri tamamlanır.



Araştırmam sırasında, ilgimi en çok çeken film Pi oldu. Yönetmeni, Requem For a Dream ile tanımış, daha sonra Pi'yi izlemiştim. Filmdeki görsel kalite oldukça iyiydi. Ancak bu kadar zorluk çekildiğini öğrendikten sonra, insan bu filmlere daha çok önem vermeye başlıyor. Diğer yazılarımda ise bağımsız sinema örneklerinden ve bu türün önderlerinden bahsetmeye çalışacağım.