Kültür Savaşı

Gönderen CineMarine on 07:32


Hep izlemek istememe rağmen, bir türlü izleyemediğim Babil'i sonunda bugün izledim. Bu sabah kahvaltı sırasında, uzun zamandır evde film izlemediğimi hatırlayarak arşivime, film seçmeye gittim. Babil, 1,5 senedir arşivimdeki yerinde duruyordu; ancak bir türlü izleyememiştim. Sebebini bilmiyorum ama, o zamanlar pekte ilgimi çekmiyordu sanırım bu tür. Neyse, hep aynı filmleri izlemekten bıktığım için aldım Babil'i, başladım izlemeye.

Kelebek Etkisi'ni en güzel işleyen filmlerden birisi bana göre Babil. Tek bir kurşunla birçok hayatın nasıl parçalandığını, hepimize bütün çıplaklığıyla gösteriyor. Ergenlik çağı bunalımlarıyla hayatı bir hapise dönen Japon kızın hayat hikayesi ise, filmde benim en çok ilgimi çeken ve en çok üzen hikayeydi.

Filmi izledikten sonra, üzerinizde büyük bir ağırlık hissediyorsunuz. Belki de orada olan hayatlara dokunamadığınız için, onlara müdahale edemediğiniz için, bilmiyorum ama cidden kendisi bir garip hissediyorsunuz. Bunda oyunculuklarında payı büyük.

Brad Pitt, en güzel oyunculuk performanslarından birisini bu filmde göstermiş kesinlikle. Cate Blanchett biraz sönük kalmasına rağmen, kendisinden bekleneni veriyor. Kendi ülkelerinde epey ünlü olan Kôji Yakusho ve Gael García Bernal'in oyunculukları da çok kaliteli. Bakıcı kadın ile Japon kız ise(İsimlerini bilmiyorum, kusura bakmayın.) resmen döktürmüş.

Sonuç olarak, Cannes'da aldığı ödülü fazlasıyla hakeden bir film Babel. Alejandro González Iñárritu'nun da 21 Gram'dan sonraki en iyi filmi. Kesinlikle izleyin, izletim. Filme notumu da 9/10 olarak veriyorum.

1 yorum:

Comment by Semih on 26 Ocak 2010 15:52

kaliteli bir filmdi Babil. Paramparça Aşklar ve Köpekler daha iyiydi bana göre, ama Babil'de iyiydi be.